SİHİRLİ MERMİ
SİHİRLİ MERMİ (MAGİC BULLET)
Kanser tedavisinde yeni bir devir!
Kanser dünyada ve ülkemizde en sık görülen hastalıklar sıralamasında 3. ve ölüm nedenleri arasında da 2. sırada bulunmakta. Dünyada her yıl 14 milyon insan kanser tanısı alıyor, ülkemizde de her yıl yaklaşık 150 bin yeni kanser teşhisi konuluyor. Üstelik Sağlık Bakanlığından edinilen bilgiye göre, dünyada her yıl kansere yakalanan 18 milyon kişiden 9,5 milyonu hayatını kaybediyor. 2040 yılında 29,5 milyon yeni kanser vakasının ortaya çıkması bekleniyor. Peki bu kadar insanı etkileyen kanser tam olarak nedir? Kanserler genellikle sürekli ve hızlı büyüyen tümörlerdir. Peki kanserin bu büyümesine nasıl dur deriz? Artık kanser bir grip gibi her evde olduğundan çoğumuzun etrafımızdan gördüklerimizle vereceğimiz cevap aynıdır: Kemoterapi. Peki acaba hepimiz kemoterapinin tam olarak ne olduğunu biliyor muyuz? Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek, vücudun diğer bölgelerine yayılmasını ve büyümesini engellemek için kullanılan belirli ilaçları içerir. Kemoterapi kanserin yaygın tedavilerinden biridir, yani kanserin tek tedavisi kemoterapi değildir. Kanser tedavi yöntemleri hakkında her gün dev adımlar atılmakta ve kemoterapi tek seçenek olmaktan çıkmakta. O halde beraber diğer 4 dev adım neymiş bakalım.
*HEDEFE YÖNELİK TEDAVİLER VE AKILLI MOLEKÜLLER
*İMMÜNOTERAPİ
*LİKİD BİYOPSİ
*SİHİRLİ MERMİLER
Biz bu yazıda halk arasında “akıllı ilaçlar” olarak adlandırılan sihirli mermiyi ele alacağız.Sihirli mermi tanımına geçmeden önce sizinle küçük bir soru cevaplayalım. Yanında rehineler bulunan bir seri katili etkisiz hale getirmek istiyorsunuz ve elinizde iki yol var.
1-Seri katilin olduğu yeri yanındaki suçsuz rehinelerle beraber patlatmak
2-Spesifik olarak seri katili nişan almak
1.si her zaman daha kolaydır ama suçsuz rehinelere zarar vermenin cezasını da biz çekeriz. Kemoterapi 1. Yolu izler yani bize zarar veren hücreleri öldürmek isterken yanındaki iyi huylu hücrelere de zarar verir. Bu iyi huylu hücrelere verilen zararın ceremesini de biz çekeriz. Ancak her zaman kurunun yanında yaş da yanmak zorunda değil. İşte sihirli mermiler size 2. Yolu seçtirir. Yalnızca vücuda zarar veren hücreleri hedef alarak iyi huylu hücrelerin de korunmasını sağlar. Böylece katilin etrafındaki rehineler de korunmuş olur.
Kemoterapi, kanser tedavisinde önemli ve başta gelen bir uygulama, fakat yararı kadar zararı da bulunuyor: Damarlarda sertleşme olması, saç dökülmesi, bağışıklık sisteminin zayıflaması, ikinci derece başka bir kansere yakalanma riski... Bununla birlikte geleneksel kemoterapinin kendine özgü iki kusuru daha var: Seçicilik eksikliği ve uzun vadeli direnç. NSW merkezli Children’s CancerInstitute, kemoterapinin bu büyük bedellerini yaşatmayan önemli bir uygulamayı test ettiklerini duyurdu. Magic bullet olarak adlandırılan nanocell uygulaması, kemoterapi ilaçlarını doğrudan kanserli tümöre götürüyor, böylece vücuttaki sağlıklı hücrelere zarar vermiyor. Tıpkı yukarıda 2. Yolu seçince olduğu gibi. İçerisinde ilaç bulunan nano hücreler, antikorlarla kaplanıyor, bu sayede kanserli hücreleri tıpkı ısıya duyarlı füzeler gibi buluyor ve bu hücrelere tutunup ilacı salıyor, tümörü yok ediyor. 2018 yılındaki verilere göre tedavinin yapıldığı 8 hastanın hiçbirinde kemoterapideki saç dökülmesi gibi yan etkilerin hiçbirinin oluşmadığı bildirilmiş. Biraz da bu işin duygusal yönüne bakarsak hiçbir çocuk ya da hiç kimse saçlarının dökülmesini izlememek için saçını kazıtmak zorunda ya da peruk almak zorunda kalmayacak. Bu yüzden bu teknolojinin ne kadar önemli olduğunu en çok kanser hastalığından muzdarip olanlar anlar.
Tıpkı Fatih Sultan Mehmet’in çağlar kapatıp açması gibi ‘sihirli mermi’ile birlikte de Kanserde en ağır tedavi yöntemi olan kemoterapinin pek çok kanser türünde tek tedavi seçeneği olduğu çağın artık kapandığı, tedavinin tam olarak sağlanamadığı ileri evrelerde bile kanserin artık kronik bir hastalık haline getirilerek yıllarca kontrol altında tutulabileceği bir çağın açıldığını söyleyebiliriz. Çağın korkulu rüyası kanserde çığır açan gelişmeler yaşandı ve bu gelişmeler sayesinde kanserin birçok türü tedavi edilebilmekte.Artık Radyoterapideki gelişmeler sayesinde kanser hücresi olduğu yerde yakalanıp, tümörün iyi huylu mu kötü huylu mu olduğu ve tedavinin işe yarayıp yaramadığı tespit edilebiliyor. İşte tam olarak burada devreye sihirli mermi giriyor. Peki nedir bu sihirli mermi? Nükleer tıbbın sihirli bir mermiye benzediğini söyleyebiliriz. Nükleer Tıp'ta kanser tedavilerinde kullanılan ışınlar daha da geliştirildi ve böylece hastalığı tam da olduğu yerden sihirli bir mermi gibi tespit edebiliyoruz. Her şeyden önemlisi hastaya bir iki kür kemoterapi verdikten sonra, ‘bu tedaviye yanıt alabiliyor muyuz?’ sorusuna cevap bulabiliyoruz. Bunu da bu cihazla gerçekleştirebiliyoruz, eğer yanıt alabilirsek devam ediyoruz yanıt alamazsak kesiyoruz. Böylece kişiselleşmiş bir tedavi uygulama şansımız oluyor.
Peki bu yazının başından beri bahsettiğimiz ‘sihirli mermi’ yi hangi yüce gönüllü bilim adamı buldu? Sihirli mermi Alman bir Nobel ödüllü tarafından geliştirilen bilimsel bir kavramdır. 1890'ların başında Paul Ehrlich , Marburg Üniversitesi’nde tıp profesörü olan Emil Behring ile çalışmaya başladı . Behring, antibakteriyel ajanları araştırıyordu ve bir difteri antitoksini keşfetti . Üstelik Bu keşif sayesindeBering, 1901'de Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü'nü alan ilk kişi oldu.Behring'in çalışmasından, Ehrlich kandaki antikorların herhangi bir zararlı etkisi olmadan istilacı patojenlere saldırabileceğini anladı. Tıpkı bir silahtan atılan bir merminin belirli bir hedefi vurması gibi, kötü huyluhücreleri spesifik olarak hedeflemenin bir yolu olabileceğini düşünüyordu ki yalnız düşünceyle kalmadı ve bu fikirlerini icraate geçirdi. Ancak daha fazla araştırmadan sonra, antikorların bazen mikropları öldüremediğini fark etti. Bu onun sihirli mermi konusundaki ilk fikrini terk etmesine neden oldu. Bir sonraki teorisine göre, mikropları öldürmek için " wirmüssenchemischzielenlernen " ("kimyasal olarak nasıl nişan alacağımızı öğrenmeliyiz") fikrini öne sürdü.Araştırma esnasında " kemoterapi " ve "sihirli mermi" terimlerini ortaya attı.Ehrlich'insifiliz tedavisi için 1909 yılında Salvarsan'ı keşfetmesi ile ilk sihirli mermi bulunmuş oldu ve bunu 1910’da piyasaya sürdü.Ehrlich'in sihirli mermi üzerine yaptığı araştırması, farmasötik araştırmanın temelini oluşturmuş oldu.İşte her şey böyle başladı.
2001 yılında, Nobel Vakfı'nın üyeleri, son yüzyıl içinde insanlığa en çok yararı dokunan Nobel sahiplerini gözden geçirmeye karar verdi. Tıp ve fizyoloji dalında ödül veren komitenin eski başkanı ve Nobel komitesinin en kıdemli üyesi RolfLuft, Ehrlich'iözellikle "yaratıcılığından" ötürü bu listenin en başına koydu. İşte onun sıra dışı fikirlerinin kısa bir listesi:
*”Sihirli Mermiler" kavramını ve terimini ortaya atması
*Hücre Zarı Reseptörlerini kavramlaştırması
* İlk frengi tedavisini bulması
*İmmünoloji biliminin temellerini atması
* Kemoterapiyi bulması
* Hematolojiyi kurması
* Antitoksinleri kullanarak difteri hastalığını tedavi etmesi
Günümüze gelirsek, kanser tedavisinde normal dokuyu koruyarak tümör hücresinin yok edilmesini sağlamak amacıyla "Radyoaktif ,"Mikroküreler" kullanılıyor. Radyoaktif mikroküreleri, hedefini nerede olursa olsun bulup yok eden "sihirli mermilerle” bağdaştırabiliriz. Bu radyoaktif ilaçlar hastaya verildikten sonra ilacın tümördeki tutulumuna, başka bir organa kaçak olup almadığına bakılıyor. “Radyonüklid” tedavi ile hedefe yönelik verilen ilaçlar, kanser dokusunun metabolizmasına özgü olarak üretiliyor. Örneğin Tiroid kanserinde, tümörde iyot metabolizması fazla olduğundan tedavi için verilen radyoaktif iyotun tamama yakını tümör hücresi tarafından tutulur ve böylece normal dokular çok az radyasyona maruz kalır. İyotu vücutta başka doku kullanmadığı için özgül bir tedavidir ve yan etkisi yok denecek kadar azdır. Verilen tedavinin hasta için uygun tedavi olup olmadığı da önceden belirlenip hastada yararlı olacaksa uygulama yapılır. Bu sayede tedavinin başarı şansı, önceden saptanabiliyor, ki bu önemli saptama sihirli mermi tedavisini diğer kanser tedavilerinden ayıran en önemli farktır. Aynı şekilde yine sihirli mermilerin kanser tedavisi için en büyük avantajlarından biri, tümörü yok ederken normal dokuya çok az hasar vermesi, ya da hiç vermemesidir.
Vücudun bağışıklık sistemi tarafından üretilen bazı moleküllerin kanserli hücrelerdeki bazı hedeflere karşı üretilmesi onkolojide gerçekleşen önemli gelişmelerden biri. ‘Sihirli mermiler’ diye adlandırılan bu biyolojik tedavi ajanları bugün başlıca lenf bezi kanserlerinde, meme kanserlerinde, kalın bağırsak kanserlerinde ve baş ile boyun kanserlerinde olmak üzere birçok kanser türünde etkin olarak kullanılıyor.Özellikle tiroid kanserinde tek doz ile yüzde 90 veya tam tedavinin mümkün olduğu da açıklanmış. Ayrıca yapılan çalışmalara göre bu sihirli mermiler klasik tedavilere eklendiğinde, kemoterapiveya radyoterapinin etkisini kanser tedavisi için azımsanamayacak kadar önemli bir oran olan yüzde 30-50 oranlarında artırmakta.Hepatosellüler kanserde malesef cerrahi dışında etkili bir tedavi yöntemi bulunmamakta. Cerrahi şansı olmayan hastalarda ortalama yaşam süresi 9 ay iken, bu tedaviyi uygulanan hastalarda bu süre 2-3 yıla kadar uzayabilmekte.
İnsülin enjeksiyonlarına son vermenin zamanı geldi, sihirli mermi gibi teknolojiler sayesinde sadece kanser değil tip 1 diyabet gibi modern toplumların en büyük problemlerinden birine daha çözüm yolu sunulmakta. Akıllı molekül ve kontrollü salım sayesinde tip 1 diyabet hastalarının damarlarına yerleştirilen veri aktarmalı akıllı mikroçip sayesinde kan şekerinin sabit tutulup dış ortama anlık verinin gönderilebildiği deney çalışmaları dünya çapında gerçekleştirilmekte.
Peki ‘sihirli mermi’ ile bu kadar içli dışlı olan bu immünoterapi terimi nedir? İmmünoterapi kişinin bağışıklık sisteminin belirli kısımlarını kullanarak kanser gibi hastalıkları tedavi etmek anlamına gelir. Ortaya çıkan olumlu sonuçlara rağmen, immünoterapinin tüm hastalarda ve tüm kanser türlerinde etkili olmadığı gerçeğinden dolayı bilimsel topluluğa göre immünoterapi kanserle savaşmak için mükemmel bir sihirli mermi olmanın bir adım uzağında. Bağışıklık sisteminin derinliklerine indiğimizde, tipi, boyutu, karmaşıklığı ve işlevi farklı olan dinamik ve karmaşık bir hücre ortamı bulabiliriz. Bağışıklık sistemi, bunlarla sınırlı olmamak üzere dendritik hücreler, mast hücreleri, makrofajlar, nötrofiller ve lenfositler dahil olmak üzere birçok hücreden oluşur. Bir madeni para gibi, bağışıklık hücrelerinin de iki yüzü vardır; biri kanserle savaşmak için güçlü bir potansiyele sahipken diğeri de kanser gelişimini ve bağışıklık sisteminden kaçmayı sağlar.Hücre ölümü anlamına gelen apoptoz hücreleri içeriden kontrol ederken bağışıklık sistemi hücreleri dışarıdan kontrol eder. Kanser her iki kontrolü de bozar. Kanseri tedavi etmenin yolu bu iki kontrollerin eski haline getirilmesinden geçer. İşte tam olarak immünoterapi ve sihirli mermi bu noktada ayrılır. “Apoptoz hedefe yönelik kemoterapi yani sihirli mermi ile düzeltilebilirken bağışıklık toleransı immünoterapi ile tersine çevrilebilir.” Yani aslında tanımlara bakılınca çok benzer şeyler olan immünoterapi ve sihirli mermi arasındaki fark budur.
Sanki birisi
“abrakadabra” demiş de kanseri yenmiş gibi bir etki yaratan sihirli mermi
sayesinde, artık hepimizin ezbere bildiği kanser senaryosu baştan yazılıyor!
Son olarak Paul Ehrlich’in hayatını ve sihirli mermileri anlatan biyografik bir film de 1940 yılında Warner Bros tarafından yapılmış. Filmi şuraya bırakayım: Dr. Ehrlich's Magic Bullet
Rümeysa Ekinci
Kaynakça:
EugeneStraus, AlexStraus- Tıbbi Mucizeler kitabı
https://clintransmed.springeropen.com/articles/10.1186/s40169-016-0130-5
https://medcraveonline.com/JCPCR/magic-bullet-and-immunotherapy-against-metastasis.html
http://www.reflexions.uliege.be/cms/c_345464/en/a-magic-bullet-against-cancer
https://indigodergisi.com/2018/02/kanser-tedavi-immunoterapi-likid-biyopsi-sihirli-mermi/
https://www.avustralyapostasi.com.au/kanser-tedavisinde-devrim-gibi-bulus-sihirli-mermi/
http://www.esraoz.com/2010/04/11/kanser-tedavisinde-sihirli-mermi/
http://hizmetix.com.tr/saglik/kanser-tedavisinde-cigir-acan-4-gelisme/1935
Yorumlar
Yorum Gönder